Aylarca veya yıllarca sürebilen dudak yanması, şiddeti orta ila şiddetli arasında değişen yakıcı bir his şeklinde görülür. Hastalar bu hissi, ağızlarının sıcak bir sıvıyla haşlanmış gibi olduğunu söyleyerek tanımlar. (2) Bu yanma hissi dilin ucunda ve yanlarında, dudaklarda ve damağın ön kısmında yoğunlaşma eğilimi gösterir. Yanma hissiyle birlikte hastaların büyük çoğunluğunda başka ağız içi rahatsızlıkları da görülür. Dudak yanması hissine eşlik eden diğer yaygın belirtiler şunlardır:
Hastaların yaklaşık üçte ikisinde tükürük akış hızı normal olsa bile ağız kuruluğu (kserostomi) veya ağızda yapışkanlık hissi şikayetinin olduğu görülür. Bu durum, ağız veya üst dudak yanması hissini daha da kötüleştirebilir.
Ağızda kalıcı bir acı veya metalik tat algısının olması, hastalar tarafından sıklıkla bildirilen bir diğer belirtidir. Bu gibi tat değişiklikleri (disguzi), yanan ağız sendromunun arkasında ağrı sinyallerini ve tat duyusunu kontrol eden sinirlerle ilgili bir sorunun olabileceği teorisini destekler.
Yanma hissine bazen, ağızda özellikle de dilde karıncalanma veya uyuşukluk hissi eşlik edebilir.
Birçok kişide yanma hissi, sabahları hafifken gün ilerledikçe artar ve akşama doğru zirveye ulaşır. Bazı hastalar ise yemek yeme veya içecek tüketimi sırasında geçici olarak rahatlama yaşayabilir.
Bu kronik semptomların varlığı, hastaların günlük aktivitelerini ve uyku düzenlerini olumsuz etkileyerek anksiyete ve depresyon gibi ikincil psikolojik sorunlara yol açabilir. (1)(3)(4)(5)
Dudak yanması ve genel ağız içi yanmasının nedenleri, altta yatan bir tıbbi durumun olup olmamasına göre iki ana kategoriye ayrılır. Buna göre birincil (idiyopatik) ve ikincil yanan ağız sendromu şeklinde iki farklı durumdan söz edilebilir.
Birincil BMS’de, yanmaya neden olabilecek belirlenebilmiş herhangi bir lokal veya sistemik hastalık bulunmaz. Araştırmalar, bu durumun sinir liflerine ilişkin hasarlardan kaynaklanan bir ağrı olduğunu ortaya koymuştur.. Bu hasar, ağrı ve ısı algısını düzenleyen sinirlerin aşırı duyarlı hale gelmesine neden olur. Birincil BMS tanısı, genellikle diğer tüm olası nedenler değerlendirildikten sonra konulur. (6)
İkincil BMS, altta yatan tıbbi bir soruna veya ağız ve diş sağlığına ilişkin bir soruna bağlı olarak gelişir. Bu probleme yönelik tedavi yaklaşımlarıyla dudak yanması sorunu da önlenebilir. İkincil BMS’ye yol açabilen bazı durumlar şu şekilde sıralanabilir:
Ağız Enfeksiyonları: Candida albicans adlı mantar türünün neden olduğu pamukçuk yani oral kandidiyazis, dudak yanmasına neden olabilen yaygın bir ikincil nedendir. Bu enfeksiyon genellikle dil üzerinde beyaz veya sarımsı lezyonlar ile kızarıklıklara neden olur. (2)
Beslenmeye İlişkin Sorunlar: Özellikle B grubu vitaminleri (B1, B2, B6, B12) ile demir ve çinko minerallerinin eksiklikleri, ağız dokularının sağlığını bozarak dudak yanması semptomlarını tetikleyebilir. (7)
Bazı Sistemik veya Metabolik Hastalıklar: Kontrol altında olmayan diyabet hastalığı, tiroid fonksiyon bozuklukları gibi durumlarda tükürük salgısında değişikliklerin görülmesi yanan ağız sendromuna neden olabilir. Ayrıca gastroözofageal reflü hastalığında da ağız içerisine ulaşan mide asidinden kaynaklı olarak ağız yanması sorunu gündeme gelebilir. (8)
İlaç Kullanımı: Bazı yüksek tansiyon ilaçları ve bazı antidepresanlar, ağız ve dudaklarda yanmaya neden olabilir. (1)
Alerji ve Tahrişler: Diş macunlarındaki tatlandırıcılar (tarçın veya nane), ağız gargaralarındaki alkol veya protez malzemelerine karşı gelişen alerjik reaksiyonlar ağız mukozasında tahrişe ve yanmaya neden olabilir. (4)
Hormonal Değişiklikler: Menopoz sonrası dönemde kadınlarda östrojen seviyelerindeki düşüşün, ağız mukozasındaki hassasiyeti artırdığı ve BMS riskini yükselttiği bilimsel yayınlarda belirtilmiştir. (8)
Dudak yanması sendromu tedavisi, genellikle semptomları hafifletmeyi ve hastanın yaşam kalitesini artırmayı hedefler. Tedavi yaklaşımı, birincil (nedeni bilinmeyen) veya ikincil (altta yatan bir tıbbi durumdan kaynaklanan) BMS için farklılık arz eder.
Birincil BMS için kesin bir tedavi olmamasına rağmen, sinir ağrısını yönetmeye yardımcı olan bazı ilaçlar ve terapiler fayda sağlayabilir. Antidepresanlar ve antikonvülzanlar, tedavi sürecinde ağrı sinyallerinin değiştirilmesi ve nöropatik ağrıların hafifletilmesi amacıyla reçetelendirilebilir. Biberden elde edilen kapsaisin, sinir uçlarını duyarsızlaştırmak için topikal olarak kullanılabilir, ağız gargaraları da yanma hissinin bulunduğu bölgelerde geçici bir rahatlama sağlayabilir. Tüm bunların yanı sıra psikolojik bir tedavi olan Bilişsel Davranışçı Terapi (BDT) de tedavi sürecinde değerlendirilebilecek bir diğer yaklaşımdır. Birincil BMS tedavisi mutlaka bir hekim gözetiminde yürütülmelidir. (9)(10)(11)
Eğer ağız yanması bir tıbbi soruna bağlı olarak gelişmişse (ikincil BMS), tedavi doğrudan bu tıbbi durumu hedef alır. Bu anlamda tedavi yaklaşımları arasında şunlar yer alabilir: (1)
Vitamin ve mineral eksiklikleri söz konusu ise demir, çinko, B12 vitamini veya diğer B grubu vitaminleri gibi ilgili takviyelerin kullanımı, dudak yanmasının ortadan kalkması için yeterli olabilir.
Ağızda mantar (kandidiyaz) veya bakteri kaynaklı bir enfeksiyon varsa hekim, antifungal veya antibiyotik ilaçlar reçete edebilir.
Hastanın kullandığı, ağız kuruluğuna veya yanmaya neden olabilecek bir ilaç varsa hekim önerisiyle doz değişikliğine gidilebilir veya farklı bir ilaca geçilebilir.
Tıbbi tedavinin yerini almasa da dudak yanığı veya yanması olarak adlandırılan bu durumun yönetiminde evde uygulanabilecek bazı rahatlatıcı uygulamalardan yararlanmak mümkündür. Bunlardan bazıları şu şekilde sıralanabilir: (1)
Sık sık su içmek ve gün içerisinde yeterli su tüketimine özen göstermek, ağız kuruluğunu gidererek semptomların yönetimini kolaylaştırabilir.
Yanma hissinin bulunduğu bölgeye buz tutmak özellikle ağrının şiddetli olduğu zamanlarda rahatlama sağlayabilir. Buz yanmasını engellemek için buzu mutlaka temiz bir bezle sararak bölgeye uygulamak gerekir.
Ağız bölgesini tahriş edebilecek yiyecek ve içeceklerden kaçınmak, ağız içinde yanmayı azaltmak için önemlidir. Acı, tuzlu ve baharatlı yiyecekler, domates, narenciye ve sirke gibi asidik bileşenler içeren yiyecek ve içecekler, kahve ve gazlı içecekler uzak durulması gereken besinler arasında yer alır.
Düzenli ve etkili bir ağız bakımı, semptomların yönetimi açısından fayda sağlayabilecek bir diğer önemli konudur. Alkol içermeyen, nane veya tarçın aroması olmayan hafif diş macunları ve ağız gargaraları, ağız bakım rutinine dahil edilebilir.
Stres yönetimi, özellikle de birincil BMS durumunda odaklanılması gereken konular arasındadır. Bazı durumlarda yoğun stres, ağız yanmasının başlıca nedenini oluşturabilir. Bu gibi durumlarda yoga ve meditasyon gibi stres yönetimine yardımcı olan pratiklerden yararlanmak ve gevşeme egzersizleri yapmak diğer tedavilerin yanında büyük bir destek sağlayabilir.
Doğru tanı ve kişiselleştirilmiş tedavi yaklaşımları sayesinde dudak yanmasının hafifletilmesi mümkündür. Rahatlama sağlamak için bir uzmana danışmak her zaman için en doğru adım olacaktır.